AfyonKarahisar'ın Tarihi Yerleri

Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Afyon, termal merkezler ve kaplıca tesisleriyle ünlü bir ilimizdir. Bunların yanı sıra birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapan kent, müzeleri görülmeye değer eserlerle kaplıdır. Çıkarılmakta olan mermerleriyle ünlenen Afyon geziniz sırasında tarihi ve kültürel birçok güzelliğiyle birlikte harika bir yöresel mutfağıyla tanışacaksınız.

Volkanik kayalar üzerine kurulmuş olan Afyon, birçok antik kentin kalıntılarına ev sahipliği yapmaktadır. Termal suların etkisiyle tatilinizin keyfini çıkarırken, tarihi ve kültürel güzellikleriyle seyahatiniz renklenecek.

Afyon Kalesi

Şehrin merkezinde yer almakta olan kale, toplamda 225 metrelik bir yüksekliğe sahiptir. Tarihi Milattan Önce 1350 yılına kadar uzanan, yapıldığı dönemde Hapanuva olarak isimlendirilen bir kaledir. II. Murşil zamanında yaptırılan kale, Hitit İmparatorluğu dönemine aittir. Volkanik özelliklere sahip bir dağın tepe konumuna kurulmuş olan Afyon Kalesi zirve noktasında Tanrıça Kybele’ye adanmış birçok tapınma alanına sahiptir. Bunun yanı sıra kalede toplamda 4 adet büyük sarnıç yer almaktadır.

Kale Selçuklular döneminde kale dizdarı ve mimarı olan Ulumar Bedrettin Gevhertaş’a verilen görevle onarımı yapılmıştır. 1235 yılına gelindiğinde küçük bir mescid eklenen kaleye aynı zamanda saray yapılmıştır. Osmanlı dönemine gelindiğinde ise II. Selim’in emriyle Mahmut Bey kaleyi tekrardan restore etmiştir. Kaleyi ziyaretiniz sırasında eşi benzeri görülmeyen harika bir manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. Ulu Cami’nin karşısında yer alan kale şehrin merkezinde sit alanı içerisinde yer almaktadır.

Ulu Cami

1273 yılında yaptırılan kale, Sancak Beyi Nusrediddün Hasan tarafından yapılmıştır. Cami içerisinde toplamda 3 adet kapı yer almaktadır. Bunlar doğu, kuzey ve batı yönlerindedir. Minaresi tuğladan yapılan Ulu Cami, toplamda 40 ahşap sütun ve başlıkların üzerine kurulmuştur. Bu özelliğinden dolayı “ 40 Direkli Cami ” olarak da halkın arasında bir isme sahiptir. Mimarisinde yüksek kalitede ahşap ve taş işçiliğine yer verilmiştir. Selçuklu döneminden günümüze kadar gelmeyi başarmış en eski ahşap direğe sahip cami yapısıdır. Bu özelliğinden dolayı Ulu Cami eşsiz bir cami olarak karşımıza çıkar. Cami, sarp kalesinin eteklerinde bir miras olarak günümüze kadar ulaşmıştır.

İscehisar Peri Bacaları

Seydiler Kasabası sınırları içerisinde ve çevre bölgesinde yer alan vadilerde irili ufaklı birçok peri bacası yer almaktadır. İscehisar ilçesi sınırlarında yer alan kasaba, Afyonkarahisar ile Ankara arasında yer alan karayolunun kenar bölgesinde yer almasından dolayı ulaşım oldukça kolaydır. Bunun yanı sıra Ağın Dağı’nın eteklerinde yer alan kaya yerleşimlerinin ön bölgesinde, Çatağıl Köyü’nün yakın çevresinde yer almakta olan Ornaş kayalıklarında da çok sayıda peri bacasına rastlanmaktadır.

Afyon ilimizde yer alan volkanik kayaların aşınması sonucu oluşmuş olan bu peri bacaları, İscehisar ilçesi dışında birçok bölgede görülmektedir. İhsaniye, Bayat ve Bolvadin ilçelerinde de karşılaşabileceğiniz peri bacaları, ilçelerin birbirine bağlaması amacıyla oluşturulan Turizm Kuşağı Yolu olarak isimlendirilen peri bacaları ve diğer birçok güzelliği gezebilmeniz için oluşturulan bir rotada yer almaktadır.

Frig Vadisi

Tarihte Milattan Önce 750 yıllarına kadar geçmişi bilinen Frigler, Anadolu’ya gelmiş Balkan kökenine sahip boylardan yalnızca birisidir. Anadolu bölgesinin dışından gelmiş olmalarına rağmen oldukça kısa bir süre içerisinde yerel kültüre kaynaşmayı başarmıştır. Anadolu mozaiğinin bir parçası olmayı başaran Frigler, günümüzden binlerce yıl geçmişin izlerini taşıyan Frig Vadisi ve merkeze bağlı olan Sülün Köyü sınırları içerisinde yaşamışlardır. Friglerden günümüze kadar kalmayı başaran Prymnessus Antik Kenti’ni de içerisinde barındırmaktadır. Ülkemizin en önemli trekking adreslerinden birisidir.

Frig Vadisi üzerinde bulunan Ayazin Ören Yeri, Roma İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu dönemlerine ait birçok aile ve tek kişilik mezar odalarını barındırmaktadır. Ayrıca Bizans dönemine ait kiliselerde yer almaktadır. Bu kalıntılar kayalar oyularak yapılmışlardır. Aslanlı mezar odalarının yanı sıra, sütunlu mezar odaları ve kayalara dış ve iç mimari olarak oyulmuş olan kilise gibi birçok eser günümüze kadar ulaşmıştır.