Tarihi Yerleri

Tarihi Yerleri

Sıcak Sıcak

Artvin'in Tarihi Yerleri

Mart 11, 2018 0
Doğu Karadeniz bölgesinde yer alan doğal güzellikleriyle dikkat çeken Artvin’i ziyaret ediyoruz. 165 Bini aşan nüfusuyla, ülkemizin en kalabalık 75. İli olan Artvin toplamda 8 ilçeye sahiptir.

Milli parklarıyla dikkat çeken şehir, tarihi zenginliklerinin yanına birde doğal güzellikleri eklenince gezmeye doyamayacağınız bir hâl alıyor. Her yıl oldukça fazla ziyaretçiye kucak açan şehirde doğa ve tarih sevenlerin kesinlikle görmesi gereken birçok alan bulunuyor.

Karagöl Sahara Milli Parkı

1924 yılında millî park statüsünü kazanan Karagöl Sahara Milli Parkı ile gezinize başlayabilirsiniz. Parkın “Karagöl” ve “Sahara” olmak üzere iki farklı sahası bulunmaktadır. Karagöl bölümü içerisinde orman, çayır ve göller yer alırken, Sahara bölgesinde ise yayla turizmine önem verilmektedir.

Eşsiz manzaralara şahit olacağınız milli park, 3.766 hektarlık bir alana sahiptir. Park üzerinde çeşitli konaklama tesisleri yer almaktadır. Dileyen ziyaretçiler içinse kamp yapma imkânı sağlanmaktadır. Milli parka giriş ve kamp yapma ücretleri 10 ila 20 TL arasında değişiklik göstermektedir.

Camili Gorgit Tabiatı Koruma Alanı

Artvin’in Borçka isimli ilçesinde yer alan, doğa turizmi severleri kendisine çeken bir yerdir Camili Gorgit Tabiatı Koruma Alanı. “Yaşlı Orman” olarak da bilinen bölge, toplamda 490,5 hektarlık bir araziye sahiptir.

İçerisinde birçok bitki türünü barındıran alan, kuş türlerinin göç durakları arasında yer almaktadır. Oldukça yüksek olan oksijen oranıyla, temiz havayı doya doya içinize çekme imkanı bulabilirsiniz. Yemyeşil bir manzara, doğal güzelliklerle dolu alanda huzurlu bir atmosfere sahip olacaksınız. Artvin ziyaretinizde kesinlikle görmeniz gereken başlıca alanlardan birisidir.

Ardanuç (Gevhernik) Kalesi

Ardanuç bir diğer ismiyle Gevhernik Kalesi, V. Yüzyılda inşa edilmiştir. 1551 yılına gelindiğinde Osmanlı İmparatorluğu tarafından ele geçirilen kale, Osmanlı yönetiminden önce Çıldır Atabeyleri ve Gürcü Krallarına başkentlik yapmıştır. Tarihi açıdan oldukça önemli bir kaledir.

Osmanlı egemenliğine girmesinin ardından tadilat ve restorasyonu yapılan Ardanuç Kalesi, Kanuni Sultan Süleyman’a ait bir kitabeye ev sahipliği yapmaktadır. Kale tahribata uğramayarak günümüze ulaşmayı başarmış nadir yapılardan birisidir. Kale ziyareti ücretsizdir.

Artvin (Livane) Kalesi

Livane ismiyle de bilinen Artvin Kalesi, Bagrat Kralı Büyük Oşet tarafından yaptırılmıştır. 937 yılında inşası gerçekleştirilen kale, 1551 yılında Osmanlı egemenliği altına geçmiştir. 16. Yüzyıl içerisinde onarım çalışması gerçekleştirilmiştir. İçerisinde bir sarnıç, birde şapel yer almaktadır. Livane kalesi oldukça önemli bir tarihe sahiptir. Her yıl birçok turisti ağırlamaktadır. Günümüzde Artvin Köprüsü’nün karşısında yer almaktadır.

Mençuna Şelalesi

Doğu Karadeniz bölgesinin en büyük şelalesi unvanına sahip Mençuna Şelalesi, Artvin geziniz sırasında uğrayabileceğiniz bir noktadır. Artvin’e bağlı olan Arhavi ilçesi sınırlarında yer alan şelale, Artvin’e gelen ziyaretçiler tarafından oldukça fazla ilgiye maruz kalmaktadır.

Artvin’in en fazla ziyaretçi çeken doğal güzelliklerinden birisi olan Mençuna Şelalesi, çevresinde piknik yapabileceğiniz alanlar yer almaktadır. Bu alanlara girişlerde ücret talep edilmektedir.
Devamı

Ardahan'ın Tarihi Yerleri

Mart 09, 2018 0
Ardahan 1992 yılında çıkarılan yasayla birlikte Kars’dan ayrılarak 75. İlimiz olmaya hak kazanmıştır. Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer almaktadır. 1.829 metre yüksekliğe sahip olan şehir, dört bir yanı dağlarla çevrilidir. 100 bine yakın bir nüfusu bulunan şehir, kendine özgü bir coğrafi yapıya sahiptir. Aynı zamanda iklim şartları da bölgesinde yer alan diğer şehirlere göre kendine özgüdür.

Dört bir yanında dağlar bulunan kent, platolar, vadiler ve ovalara da ev sahipliği yapmaktadır. Bunların yanı sıra gölleri ve 3.000 metreyi geçen doruk noktalarıyla oldukça zengin bir coğrafi yapısı vardır. Şehrin orta noktasından geçen Kula Nehri ve Çıldır ilçesinde yer alan ünlü Çıldır Gölü kış aylarında donmaktadır. Dev bir buz pistini andıran Çıldır Gölü üzerinde atlı kızaklarla dolaşma keyfi, ziyaretçileri oldukça şaşırtmakta ve sıra dışı bir deneyim imkânı sunmaktadır.

Ardahan Kalesi

Osmanlı padişahlarından olan Kanuni Sultan Süleyman tarafından verilen emir ile 16. Yüzyılın ortalarında inşa edilmiş bir kaledir. Kalenin çevresinde gerçekleştirilmiş araştırmalar, bölgenin milattan önce 3500 ile 2000 yıllarına ait yerleşim bölgeleri olduğunu göstermektedir. Şehir merkezinde yer alan kale, Kula Nehri’nin sol kıyısında bulunmaktadır. Mimarisi dikdörtgen bir plan üzerine kurulan kalenin kuleleri ise çokgen yapıdadır. Bazalt taşlarından yapılan sur duvarları toplamda 745 metre uzunluğa sahiptir.

Şeytan Kalesi

Ardahan’ın Çıldır ilçesinde yer alan Yıldırımtepe Köyü’ne oldukça yakın bir konumdadır. Şeytan Kalesi, bu köye ortalama bir buçuk kilometre mesafededir. Karaçay Vadisi üzerinde yer alır. Son derece sarp bir yarımadanın üzerine inşa edilmiş olan kale, Ortaçağ’da Urartu Devleti tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir.

Çıldır Gölü ve Akçakale Ada Şehri Kalıntıları

Van Gölü’nün ardından Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan göllerin en büyüğü olan Çıldır Gölü, şehir merkezine ortalama 45 kilometre uzaklığa sahiptir. Akbaba Dağları ve Kısır Dağları’nın arasında kalan göl, tektonik bir çöküntü sonucunda oluşmuştur. Sonbahar mevsiminin sonlarına doğru göl donar ve üst kısmında 1 metrelik bir buz tabakası oluşur. Bu dönem içerisinde ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunan göl üzerinde atlı kızaklarla gezintiler gerçekleştirilir. Ayrıca kızak yarışları da yapılmaktadır.

Çıldır Gölü’nün içerisinde yer alan Akçakale Adası’nda Neolitik dönemden kalan birçok mimari yapı kalıntısı yer almaktadır. Birinci dereceden doğal sit alanı olarak kabul edilen adanın doğal güzellikleri görülmeye değerdir.

Hamşioğlu Rasim Bey Konağı

Şehir merkezinde yer alan Hamşioğlu Rasim Bey Konağı girişinde yer alan kapının üzerinde sonradan eklendiği tahmin edilen 1911 tarihli Osmanlıca kitabe yer almaktadır. Tek katlı olan konak, dikdörtgen bir plana göre yapılmıştır. Batlık mimarisinin klasik örneklerinden birisidir. İç içe açılan oda ve salonlardan oluşan konak, Kurtuluş Savaşı yıllarında resmi bir karargâh görevi görmüştür. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında da resmi hükümet binası olarak hizmet vermiştir.

Taşköprü Kitabeleri

Ardahan’ın Çıldır ilçesi sınırlarında yer alan Taşköprü Köyü’nde dev bir kaya üzerine kazınmış kitabeler yer almaktadır. Ardahan’da yer alan en eski yazılı belge olarak biliniyor.

Övündü ve Ortakent (Büyük Nakala) Mağaraları

Ardahan’ın Çıldır ilçesinde yer alan Övündü Köyü sınırlarında bulunan Övündü Mağaraları, kalker kaya kütleleri oyularak oluşmuştur. İki grup mağara yerleşimi yer almaktadır.

Hanak ilçesinin doğu kesiminde yer alan Ortakent bölgesinde Kura Nehri kenarında yer alan kayalıklarda Yontma Taş Çağı’nı işaret eden pek çok mağara yerleşimi ve büyük bir kilise yer almaktadır.
Devamı

Aksaray'ın Tarihi Yerleri

Mart 08, 2018 0
Hitit tabletlerinde Kurşura olarak isimlendirilen şehir, İlk Çağlarda ise Garsaura olarak bilinmekteydi. Aksaray ilimiz, Kapadokya Kralı olan Archeleos döneminde yeniden inşa edilmiştir. Bu yeniden inşanın ardından Archeleos’un şehri anlamını taşıyan Archelais ismini almıştır.

Türk uygarlıklarının Anadolu’ya göç edişinin ardından bu isim Türk diline uyarlanmış ve Aksaray ismiyle anılmaya başlanmıştır. Bazı Osmanlı arşivlerine göz atıldığında şehrin adı Aksara olarak da geçtiği görülmektedir. Yaklaşık olarak bin yıldır ismini korumayı başarmış nadir şehirlerden birisidir. Evliya Çelebi’nin yazmış olduğu Seyahatnâme’de şehrin isminin II. Kılıçarslan tarafından yaptırılmış olan Beyaz Saray’dan geldiği şeklinde bir bilgi yer alıyor olmasına rağmen bu durumun resmi bir tarihi dayanağı yer almamaktadır.

Ihlara Vadisi

Aksaray’ın Ihlara kasabası sınırları içerisinde yer alan Hasan Dağı’nın kuzeydoğu bölgesinde yer almaktadır. Eskiden “Peristremma” olarak bilinen toplamda 14 kilometre uzunluğa sahip Ihlara Vadisi’ni Melendiz Çayı başından sonuna kat ederek, 100 ila 200 metre arasında derinliğe sahip kanyon oluşturmaktadır. İlk olarak kuzeybatısında yer alan Selimiye kasabasından, daha sonrasında ise Yaprakhisar ve Belisırma köylerini kat ederek Ziga Kaplıcası’nın yer aldığı geniş bir vadiye ulaşır. Son olarak ise Tuz Gölü’ne doğru yönelir.

Ihlara Vadisi, yerleşim yerinden ziyade dini bir merkez olarak öne çıkmaktadır. Vadi üzerinde tasvirler ve mimarileriyle dönemlerin din anlayışlarını yansıtan, çok fazla kilise yer almaktadır. Vadide yer alan kiliselerde Hz. İsa’nın Doğumu gibi birçok konu işlenen freskler yer almaktadır. Vadi doğal yapısından ötürü gizlenme ve korunma bölgesi olarak oldukça uygundur.

Eğri Minare

Aksaray’ın merkezinde yer alan 1221 ile 1236 yılları arasında yapımının gerçekleştiği düşünülen Eğri Minare, silindir gövdeli bir yapıya sahiptir. İsmini eğri duran minaresinden dolayı almıştır. Kırmızı tuğladan inşası gerçekleştiği için “Kızıl Minare” ismini de taşımaktadır. Gövdesi ince bir silmeyle ikiye ayrılmıştır, altı zikzak üstü ise yeşil-mavi çinilerle kaplanmıştır.

Alaaddin Keykubat’ın babası olan Sultan I. Keyhüsrev tarafından 13. Yüzyılda yaptırılmıştır. Minarenin yanında yer alan cami ise daha sonra yaptırılmıştır. İtalya’da yer alan dünyaca üne sahip Pisa Kulesi’ne benzerliği, ziyaretçileri şaşkına çevirmektedir.

Sümbüllü Kilise

Aslında bir manastıra ait olduğu düşünülen Sümbüllü Kilise, hakkında fazla bilgi yer almamaktadır. 11 ila 12. Yüzyıllar arasında yaptırıldığı düşünülmektedir. Kilisenin en dikkat çeken önemli detayları ise freskolarıdır. İncil’de yer alan sahneler, Mikail ve Cebrail’in arasında Meryem, Meryem’in ölümü ve Aziz tasvirlerine yer verilmiştir. Günümüze kadar sağlam bir şekilde gelmeyi başarmıştır.

Aksaray şehir merkezine olan uzaklığı ise 35 kilometredir. Şehir merkezinden saat başı düzenli olarak toplu taşıma araçlarıyla ulaşım imkânı sağlanmaktadır.

Güzelyurt Evleri

İlk olarak Rumların yaşadığı Güzelyurt Evleri, kurtuluş savaşı sonrasında gerçekleşen mübadele ile birlikte Rumların Yunanistan’a göç etmesinin ardından Yunanistan’dan Türkiye’ye dönüş yapan Türkler bu evlere yerleşmiştir. Mimari özellikleri ve sağlamlıklarıyla günümüzde halen görülmeye değer evler arasında yer almaktadırlar.

Şehir merkezine toplamda 28 kilometre kadar bir uzaklıkta yer alan evlerin yapım tarihleri kapılarında yazmaktadır. Güzelyurt’ta tarihi kemerli taş binalar, kayadan oyulma mekanlar ile birleştirilmiş ve restorasyon çalışmasının ardından butik otellere dönüştürülmüştür. Bölgenin en önemli turistik yerlerinden birisidir Güzelyurt. Bu butik otellerin yatak kapasiteleri 250’yi aşabilmektedir. Güzelyurt evleri tamamen kaya oyma değildir. Yarı kayaya oyma olan evler, işlemeli ön cepheleri sayesinde Kapadokya mimarisinin en güzel örneklerini günümüze taşımıştır.

Aksaray Müzesi

Aksaray müzesi, 1985 yılında Müze Müdürlüğüne bağlanarak hizmet vermeye başlamıştır. Kahramanoğulları döneminde yapılan Zinciriye Medresesi içerisinde yer almaktadır. Aksaray Müzesi içerisinde Neolitik Çağ, Kalkolitik Çağ, Frigler Dönemi, Klasik dönem, Roma dönemi, Helenistik ve Bizans İmparatorluğu dönemlerine ait birçok tarihi eser yer almaktadır. Toplamda 10.200 metrekare büyüklüğünde bir açık alana, 2.400 metrekare büyüklüğünde de bir kapalı alana sahip olan müze binası, Anadolu Selçuklu kümbetleri ve Aksaray’da yer alan peri bacalarından esinlenerek mimarı hatları üzerinde eklektik sanatına uygun planlanmıştır.

Müze toplamda üç katlıdır. İçerisinde satın alınmış, bağışlanmış ve Aksaray il sınırları içerisinde gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonucunda el edilen 15.639 tane eser yer almaktadır.
Devamı

Ağrı'nın Tarihi Yerleri

Mart 06, 2018 0
Mezopotamya’nın en önemli noktalarından birisi olan medeniyetler beşiği olarak bilinen Ağrı ilimiz kültürel anlamda oldukça zengindir. Doğu Anadolu Bölgesi sınırları içerisinde yer alan Ağrı, oldukça soğuk ve kuru bir iklime sahiptir. Tarihte Karakilise, Ararat ve Karaköse gibi isimleri almış olan şehir, Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden kavimler için bir geçiş noktası görevi görmüştür.

Geçiş noktası olmasından dolayı birçok medeniyete ve farklı kültüre ev yapmış olan şehir, Hititler, Mitanniler, Urartulular, Kimmer, İskit ve Persler gibi tarihte önemli yer edinmiş uygarlıkların hakimiyetine girmiştir. Şehrin Türk uluslarının yönetimi altına girmesi 1054 yılında Selçuklu Sultanının başlatmış olduğu akınlar sonucunda gerçekleşmiştir. Son olarak 15 Nisan 1918 tarihinde Rusların eline geçen şehir, Sovyetler Birliğiyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne 1921 yılında geçmiştir.

İshak Paşa Sarayı

Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesine 5 kilometre doğu mesafede yer alan bir dağın yamacında tepe üzerine kurulmuş bir saray. Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan en belirgin ve seçkin yapılardan birisidir. Osmanlı’nın yanı sıra Selçuklu ve Fars mimarilerinden de esinlenilmiştir. İshak Paşa Sarayı’nın en önemli özelliklerinden birisi ise dünya genelinde kalorifer tesisatı döşenmiş ilk saray oluşudur.

Doğubeyazıt Kalesi

Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesine 5 kilometre doğu mesafesinde yer almakta olan kale, Belleburç ismi verilen bir bölgede yer almaktadır. Antik Kent özelliği taşıyan kale, kalıntılardan anlaşıldığı kadarıyla Urartular dönemine ait olduğu düşünülmektedir.

Şoşik Kalesi

Dik kayalıklar üzerine kurulmuş Şoşik diğer bir adıyla Karlıca kalesi, köyün ilçe merkezine mesafesi 34 kilometredir. Evliya Çelebi’nin yazmış olduğu Seyahatname’de Şoşik Kalesi’nin Sultan Hasan’ın oğlu Ziyaüddin tarafından yapıldığı yazmaktadır.

Nuh’un Tepesi

Efsanelere göre büyük tufanın gerçekleşmesinin ardından Nuh peygamberin gemisinin durmuş olduğu nokta burasıdır. Efsanede yer alan gemi hikâyeye göre Nuh’un ailesi ve dünyada yer alan diğer hayvanların korunması amacıyla hazırlanmıştır. Bu hikâye Tevrat içerisinde Tekvin bölümünde yer almaktadır. Ayrıca Kuran’da da anlatılmaktadır.

Ağrı Dağı

Ağrı Dağı ülkemizin en yüksek dağı olarak kabul edilmektedir. Jeolojik konumu ve Büyük Tufan’ın ardından Nuh’un gemisinin durmuş olduğu nokta olmasından dolayı efsanevi bir özelliğe sahip dağdır. Ağrı Dağı üzerinde kayak turizmi, dağcılık, kampçılık ve doğa yürüyüşleri gibi birçok aktivite yapılmaktadır. Ayrıca tırmanış ve yayla turizmi gibi hemen hemen doğa sporlarının büyük bölümü yapılabilmektedir.

Üç Kilise

Ağrı Dağı ile Doğubeyazıt karayolu ve Murat Nehri’nin güney kesiminde yer alan Taşteker köyünde bulunmaktadır. Tarih boyunca kutsal bir alan olarak kabul edilen bu yerin çoğu tarih, gezi ve din kitaplarında ismine yer verilmiştir. Ayrıca Nuh Peygamber’in mezarının ise bu bölgede yer aldığına dair bazı söylentilerde yer almaktadır.
Devamı